20 Ağustos 2009

AİLE


“A”ile başlayan her kelime, A’nın alfabenin ilk harfi olması, her şey onunla başlıyormuş, o yüzden onun dediği olurmuş gibi bir his uyandırıyordu içinde. Anlamsızdı ama böyle hissediyordu işte. Nahoş baskıcı bir his. Herşeyin yaratıcısı, anası, babası oymuş gibi. Herkes onu dinleyecekmiş gibi. Sırf A için değil, 1 rakamı için de aynı şeyi hissediyordu. Hatta “hücre” kelimesini hayatında kullandığını hatırlamıyordu. Herhangi bir şeyin başı, başlangıcı onun için katlanılmazdı. Ama esas sorun “A”ydı. Tüm diğer takıntıları “A”ile başlamıştı.
Küçüklüğünden beri böyleydi bu. Daha doğrusu küçüklüğü yüzünden böyleydi bu. Üstünde baskı kurulmasına gelemiyordu. Tüm o baskılar, içindeki bu takıntı kurdunu yaratmıştı. Zaten o ağzına almak istemediği aile kelimesi de “A”ile başlamıyor muydu? Aile de güya her şeyin başı değil miydi? Her şeyin başı olduğu için aile ne derse o olmaz mıydı? Herkes onu dinlemek zorunda değil miydi?
Aile buyururdu:
Adaba uygun olacaksın.
Azgın olmayacaksın.
Akıllı olacaksın.
Aptal olmayacaksın.
Okul 1.si olacaksın.
Sonra da Türkiye 1.si.
Spor müsabakalarında da 1.olacaksın.
Azami surette temkinli,
Asgari derecede içinden geleni yapacaksın.
Önüne gelen her şeyin başıyla işte bundan derdi vardı. Artık aklı kalmamıştı. Karanlıktan, kedilerden, hatta bir kalemden ölesiye korkan herkesin takıntısının, fobisinin bir adı vardı. Onun fobisinin bir adı var mıydı? Anlamsız korkularının bir adı var mıydı? Ya da hastalığının bir adı? Aileden yadigar bu takıntıyı bir bilen var mıydı? Küçüklüğünde kontrolünü kaybettiği hayatının geridönüşü var mıydı? Hayatını kontrol altına almaya çalışma hastalığının bir adı var mıydı? Bedenini kontrol altına almaya çalışma hastalığının adını biliyordu. O da “A”ile başlıyordu: Anoreksi. Bu nasıl bir ironiydi? Sonun başlangıcının adı bile “A”ile başlıyordu.
Artık dayanamıyordu. Günlük diyaloglarında “A”ile başlayan kelimeler duyduğunda vücudunu soğuk terler basarken, 1 rakamını duyduğunda nefesi kesilirken hatta bu kelimelerden biri aileden birinin ağzından çıktığında altına kaçırırken yaşamaya devam edemezdi. Yapacaktı. Başka çaresinin kalmadığını görebiliyordu. 
Ama önce “A”bdest almalıydı.
"A"llah’ın rahmetine kavuşacaktı.
Bu kısa hikaye Öykü Atölyesi'nce belirlenen AİLE kelimesinin beynimden kovaladıklarıyla yazışmıştır.

2 yorum:

  1. Uzun zamandır okuduğum en iyi kısa öykülerden biriydi bu. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Klavyeme sağlık ;)

    İşin esprisi tabii.
    Çok teşekkürler.

    Zamanla gelişir daha iyilerini yazarım umarım.

    YanıtlaSil